9 Eylül 2007 Pazar

Oryantalistlerin Tahrif İddiaları


Oryantalistler Kur’an-ın,mevsukiyetini/orjinalitesini muhafaza edemediğini iddia etmektedirler.Onlar bu iddialarını,özellikle yedi harf ve kıraat meselelerini gündeme getirerek ve kur’an’dan bazı bölümlerin çıkarıldığını çağrıştıran birtakım uydurmak rivayetleri öne sürerek delillendirmeye çalışmaktadırlar.Müslümanların bu gibi konularda fikir birliğine varamamış olmaları ve bazı şii müelliflerin Kur’an’dan bir kısım süre ve ayetlerin çıkarıldığı şeklindeki iddiaarı,tabiatıyla oryatalistlerin bir taraftan ellerini güçlendirmekte,diğer taraftanda önlerine zengin bir koleksiyon sunmaktadır.Mesela bu anlamda W.Muir sırf bazı şii kaynaklardan elde etmiş olduğu bilgilere dayanarak,özellikle Hz.Ali ile ilgili bir kısım ayetlerin Kur’an’dan çıkarıldığını ileri sürmektedir.(bkz.Doğrul,Ömer Rıza,Tanrı buyruğu (Giriş),s.LXXVII.) aynı şekilde Blachere de Şia’nın,Kur’an’ı noksan kabul ettiği fikrinden hareketle,Hz.Ebu bekr sonra da Hz. Osman’ın bir çok ayet ve süreyi Kur’an’a almadıklarını,Hz.Ali’yi Müslümanlara açıkça imam ve halife tayin eden pek çok ayeti de Kur’an’dan çıkarıldıklarını iddia etmektedir.(bkz.Blacher,Regis,Le Coran(Que sais-je),Paris 1976,s.19-20) Aslına bakarsanız bu iddiaların tutarsız olduğu ortadadır.Çünkü böyle bir durumda şu söylenebilir.Eğer gerçekten Hz.Ebubekir ve Hz.Osman,Hz.Ali ile ilgili ayetleri Kur’an’dan çıkardı ise,Hz.Ali halife olunca neden bunları tekrar Kur’an’a yazdırtmadı?Öyle görünüyor ki bu,hiçbir zaman muhtedil Şia tarafından da tasvip görmemiştir.Çünkü bu tür iddialar Gulat-ı şia denilen batıniyyenin sapık kavillerinden biridir ve hiçbir mantıki tarafı yoktur.(bkz.Keskioğlu,Osman,Kur’an Tarihi,s.330)

Oryantalistlerin bazen de Kur’an’ın bir takım üslub özelliklerinden hareket ederek onun tahrife uğradığını ileri sürmektedir.Mesela Emile Dermenghem kaleme almış olduğu “Muhamed’in Hayatı” adlı eserinde Kur’an’ın cem ve tertibinden söz ederken şunları söylemiştir: “Son ve kat’i metne gelince o,halife Muaviye zamanında Haccac tarafından –tıpkı Osman’ın tatbik ettiği usül üzere-tertib edilmiştir.Kur’an’da sayısız tekrarlar vardır ve ayetlerden bir çoğunun yerinde olmadığı açıkça görülmektedir.Asıl metne birtakım ilaveler ve haşiyelerin yerleştirilmediği yahut ondan bazı parçaların çıkarılmadığı şeklindeki birtakım hususlar bilinmediği gibi,bu ziyade ve eksiklerin oranını tayin etmekte imkansızdır” (bkz.Dermenghem,Emile,Muhammed’in hayatı (trc.Reşat Nuri Güntekin),yy,1930,s.346-347)

Burada şunu hemen işaret edelim kibu ifadeden anladığımıza göre Emile Dermenghem,Kur’an’ın tertibi ile harekelenmesi meselesini birbirie karıştırmıştır.Çünkü bütün tarihi kaynaklar,Kur’an’ın Hz.Osman zamanında kesin bir biçimde çoğaltılp tertip edildiğini,Haccac zamanında ise harekelendiğini kaydetmektedirler.Mevcut metnin harekelenmesi esnasında tertipte herhangi bir şekilde oynama söz konusu olmayacağı açıktır.Öyle anlaşılıyor ki,Emile Dermenghem bu hususu ortaya koyarak Kur’an metninin birkaç defa tertib edildiğini,bu sebeple ondaki ayet ve sürelerin yerinden oynatıldığını iddia etmek suretiyle insanların zihninde,Kur’an’dan bir takım çıkartmaların yapılmış olduğu şüphesini uyandırmak istemektedir.Tabii ki bu ve benzeri fikirler,hiçbir zaman ispat şansına ulaşamayacak nitelikteki iddialardan ibarettir.

“Mizanu’l –Hak” adıyla te’lif etmiş olduğu eserinde,Kur’an hakkındaki tahrif iddialarına yer veren müelliflerden biri de Fander’dir.Ancak Rahmetullah el-Hindi yazmış olduğu “İzharu’l –Hakk” isimli eseriyle bu zatın fikirlerini çürütmüş,1984 yılında da Haşim Abdulfettah Gudde tarafından kaleme alınan “Havle’l –Kur’ani’l –Kerim ve’l –Kitabi’l –Mukaddes” isimli eserle de Fander ve diğer oryantalistlere hak ettikleri susturucu cevaplar verilmiştir.(bkz.Karataş,Şaban,Kur’an tarihi,s.83)

Sonuç olarak şunu ifade edelim ki oryantalistlerin tahrif iddiaları,tarihi verilere tamamen ters olup,art niyetle ortaya atılmış mesnetsiz fikirlerdir.Bu tür fikirleri ortaya atanların tek amacı Müslümanları,yeryüzünde Kur’an’dan soğutmak,uzaklaştırmak ve ona sırt çevirmektir.Ancak onlar hiçbir zaman bu art niyet ve ön kabullerinden kaynaklanan çirkin amacı gerçekleştirme şansını elde edememişlerdir,tabi ki bundan sonra da asla elde edemeyeceklerdir.

Kaynak:KUR’AN TARİHİ ,prof.dr.Muhsin Demirci,Ensar Neşriyat s.210-212)

Hiç yorum yok: