9 Eylül 2007 Pazar

Kalplerin Mühürlenmesi Meselesi


Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinin üzerinde bir de perde vardır. Ve büyük azab onlaradır.

bakara süresi 7

bu ayeti kendi kafalarına göre yorumlayan ateistler.inkarcıların Allah tarafından kalplerinin mühürlendiğini biz ne yapsakta mühürlenen kalbin açılamayacağını söylemektedirler.yani yanlış bir bir tevil yolunda,Allah herkesin ne olduğunu biliyor,o zaman biz böyleyiz,yapıcak bir şey yok.çünkü kalplerimiz mühürlenmiş diyerek,ahmakça akıllarını red etme yoluna gitmektedirler.

Ayette geçen;

Hatemallahü: Allah mühürledi

Ala kulubihim: Kalplerini

Ala sem’ihim: Kulaklarını

Ve ala ensarihim: Gözlerini

Manalarına gelmektedir.

Süddi der ki;Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir.yani damgalamıştır.Katade de bu ayet konusunda der ki;şeytan onları doğru yoldan çıkarttı ve onlarda şeytana itaat ettiler.Bunun üzerine Allah (cc) onların kalplerine,kulaklarına ve gözlerine perde koydu.Onlar hidayeti görmezler,duymazlar,anlamazlar,duşünmezler.

(hadislerle kur’an-i kerim tefsiri-ibn kesir-c2-çağrı yayınları-syf.182)

Burada ki tevil yolundan da anlaşılacağı gibi,Allah ilk önce insanın yaptıklarından dolayı,mühür vurduğu beyanı açıkça ortaya çıkmaktadır.dolayısıyla buradan Allah durduk yerde kimsenin kalbine mühür vurmayacağı tevili çıkmaktadır.yani insan yaptıkları veya şeytana yada kötü alışkanlıkları bırakamadığı sürece kalbine mühür konacağı anlaşılırken,kendini frenleye bilen ve doğruyla kötünün ne olduğunu bilen insanda bu mühürün olmadığı anlaşılmaktadır.

İbn Cüreyc der ki; Mücahid bu ayet hakkında şöyle dedi.Bildirildi ki günahlar her noktadan kalbin çevresini sarar ve nihayet onun üzerine üşüşür ve işte bu ,kalbin mühürlenmesidir.

(hadislerle kur’an-i kerim tefsiri-ibn kesir-c2-çağrı yayınları-syf.183)

Buradanda anlaşılacağı üzere,alışkanlıklar zinciri, tevil metodundan bahseder.psikolojide de bilindiği üzere,alışkanlıklar bir süre sonra vazgeçilmesi zor bir davranış metodları olarak insanın karşısına gelir.o halde mühür kelimesini burada insanın yaptığı davranışlar olarak anlamak gerekir ve kastende anlatılmak istenenin bu olduğu belli olmaktadır.

Ameş dedi ki; Mücahid bize eliyle gösterdi ve şöyle dedi:Onlar kalbin avuç içi gibi olduğunu görüyorlar.kul günahı işlediği zaman kalbe eklenir ve baş parmağını göstererek şöylece dedi:bir daha günah işlerse ona eklenir ve öbür parmağını gösterdi.bir daha günah işlerse ona eklenir ve diğer parmağını göstererek işte böyle dedi.Netice de bütün parmaklarını üst üste ekledi,sonra onun üzerine bir damga ile damga basılır.

(hadislerle kur’an-i kerim tefsiri-ibn kesir-c2-çağrı yayınları-syf.183)

Burada da belli ki ; günahların alışkanlık boyutuna gelmesi,insana içinden çıkılamaz yada davranışı terk boyutuna gelemez bir durum almaktadır.yani Allah’ın mühürlemesi olayı tamamen insanla ilgili bir durumdur.insan ne yaparsa(akıl yolu ile) Allahta ona göre insanın fıtratında bulunan davranışsal özellikleri kendisine tahsis etmektedir.yoksa Allah kimseye durduk yerde zulmetmez.çünkü bu Allahın rahman sıfatına aykırıdır.

Hatm: Mühür vurmak,bir şeyi gizlemek demektir.

Bir şeyin saklanırken mühürlenerek sağlam bir şekilde güvence altına alınması bu kelime ile isimlendirilmiştir.Bir şeyi mühürlemek hem onu gizleme,hemde işin sonuna gelme anlamını ifade eder.Nitekim kuranın hatmedilmesi baştan okuyarak sonuna varılması demektir.Aslında mühür tabiri de mecazdır.Bununla kasdedilen anlam,insan nefsindeki küfür ve isyanı sevmeye,iman ve taatten hoşlanmamaya yatkın bir duygunun bulunmamasıdır.Buda azgınlık,taklide devam,doğru düşünceden yüz çevirmeye gibi sebeplerle olur.Çünkü bu davranışlar,onların kalplerinde uyarıları tesirsiz,Hakk’ı kabulu neredeyse imkansız kılar.Bu durumda olanlara teşbih ve istiare yoluyla “mühürlü” denir.

(Ruhü’l beyan-Kuran meali tefsiri-İsmail Hakkı Bursevi-Erkam Yayınları-c1-syf.180)

Ey Muhammed! Onlardan seni dinlemeye gelenler de var. Senin yanından çıktıkları zaman kendilerine ilim verilen kimselere alay yoluyla: "O demin ne söyledi?" diye sorarlar. İşte onlar Allah'ın kalplerini mühürlediği kimselerdir. Onlar sadece kendi heva ve heveslerine uyarlar.

Muhammed süresi 16.ayet

Verdikleri sözden dönmeleri, Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberlerini öldürmeleri ve "kalblerimiz kılıflıdır" demelerinden dolayı (başlarına türlü belalar verdik). Doğrusu Allah, inkârları sebebiyle onların kalplerini mühürlemiştir. Pek azı hariç onlar inanmazlar.

Nisa süresi 155.ayet

Bunun sebebi şudur: Onlar inandılar, sonra inkar ettiler, bu yüzden kalblerinin üzeri mühürlendi. Artık onlar anlamazlar.

Münafikun süresi 3.ayet

Mühürlemek (hateme kökünden tahtim)

Bir şeyi korumak için ona veya o şeyin bulunduğu mekana mühür vurmak suretiyle güvenliğini sağlamaktır.boş evi veya keseyi mühürlemek gibi,buraya boş ev örneği daha uygun düşer.Gerçekten mühürlemekten maksat,onların kalplerini korumak değil,fakat azgınlıkları,atalarının inançlarını taklitte inatları ve sağlıklı akıl yürütmek yolundan sapmaları sebebiyle kalplerinin inzardan etkilenmez;haksöz nüfuz etmez hale gelmiş olmasıdır.

(Ebussud tefsiri;(şeyhülislam ebussuud)-Kuran-ı Kerimin meziyetlerinin akliselime açıklanması,c1-Boğaziçi Yayınları-syf.96-97)

Sonuç olarak; Allah insana akıl vererek,insanı mahlukatlar içerisinde en yüce varlığa halis kılmıştır.bu sebeple,hiçbir zaman aklını kullanmayan toplumlarla aklını kullanan toplumlar bir olmayacaktır.ve her akıl sahibine düşen görev,iyiyi ve kötüyü secmede özgür davranmasıdır.Allah tabiî ki bizi biliyor ancak,bize fıtratında ki özünü veriyor.yani bir aşırısı ve birde özünü veriyor. bu şuna benzetilmektedir aslında.otomobili yapan adam,hızını,kaç litre benzin yaktığını ve parçasından tut en ücra köşesindeki metale kadar her şeyin ne işe yaradığını bilir…örneğin; arabayı saatte 400 km hıza sahip bir duruma getiren,otomotivci…der mi ki otomobili alan müşteriye; araba bu kadar hız yapıyor,,sende yap….der mi? bunu asla demez…İşte Allahta bizi biliyor ancak bize bir limit koymuş,kuran ve sünnete uymak..iyiyi ve doğruyu secenler kendilerine ait Allah tarafından yaptıklarına karşılık bir kişisel aitlik eki verecektir zaten…buna mühür yada hidayet denir…bir inkarcı benim kalbim mühürlenmiş diyebilir..ama engelmidir ki; camiye gidip bir namaz kılmak…ben mühürlendim..namaz felan kılmıyorum demek,,hangi insanın söylediği bir söz…işte alışkanlıklar boyutu burada insana davranışlarını hissettirir.

Hiç yorum yok: